29 Mayıs 2014 Perşembe

Gurbet; varılamaz sıla

Gurbeti sen de bilirsin değil mi ey okuyucu? Boşa değildir bu haykırışlarım, iç yangınlarım. Değil mi? Gurbetlik çekmişsindir sen de. Anlarsın halimden.

Derdimi anlayana ihtiyacım var. Bileyim ki biri daha var benim gibi. Güç alayım varlığından, tutunayım eline. Tüm duvarlarımı yıkan balyozlara inat durabileyim ayakta. Kaçışlarım olmasın. Kaçırmasınlar bizi. Çünkü onlar bana vurdukça ben gurbet içinde sılaya düşüyorum.

Dağıldım, bin parçaya bölündüm. Şehrim zaten fethedildi. Şimdi de son kalemi kaybediyorum.

Ama bi' savaş değil ki bu? Neden böyle olduk o zaman biz? Kim bu günahın sahibi? Çıkıp da "benim" demek istiyorum. Diyeyim ki bitsin bu hâl, durum, vaziyet. Artık adı ne konulursa. Dursun artık bu kavgam.

Zira benim artık gitmeye ihtiyacım var. Özlediğim o topraklar beni çağırıyor. "Gel" diyor bana. "Bana gel, tamam olalım" diyor. "Sen de ben de tamam olalım."

Gitmeliyim.

Sen de gelir misin benimle ey okuyucu? Dayayabilir miyim sırtımı sana? Şükredebilir miyim varlığına?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder